ÇOCUK İSTİSMARI YENİDEN TBMM KÜRSÜSÜNDE ELE ALINDI.
Mehmet Çatakçı
İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. İmam Hüseyin Filiz, Çocuk İstismarının Önlenmesine Yönelik Araştırma Komisyonu Kurulmasına ilişkin TBMM’de yaptığı konuşmasında çözüme işaret etti.
208 Bin Çocuk Mağdur Oldu, 7 Bin 190 Çocuk Doğum Yaptı!..
Prof. Dr. Filiz, konuşmasında TÜİK’in ve Adalet Bakanlığının 2021 yılı verilerine yer verdi: “TÜİK’e göre, güvenlik birimlerine getirilen çocukların, 208 bini mağdur olarak, 133 bini suça sürüklenme sebebiyle güvenlik birimlerine getirilmiştir. Güvenlik birimlerine mağdur olarak getirilen 208 bin çocuğun 186 bini suç mağduru olup bunların %57,4’ü yaralama, %13,1’i cinsel suçlar, %12,4’ü aile düzenine karşı suçlar, %4,5’i tehdit, %12,6’sı diğer nedenlerden dolayı mağdur olmuştur.” dedi.
Bununla birlikte Prof.Dr. Filiz konuşmasında; TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre 2021 yılında 117’si 15 yaşından küçük olmak üzere 7 bin 190 çocuğun doğum yaptığını belirtti.
Her Gün Yaklaşık 195 Çocuk Cinsel İstismara Maruz Kalıyor!..
Prof. Dr. Filiz, istatistikleri açıklarken korkutucu rakamlara ulaşıldığını belirterek “Adalet Bakanlığının istatistiklerine göre, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suç sayısı 2021 yılında toplam 127 bin 297 olup toplam suçların %56’sını oluşturmaktadır. Bu veriler, her gün yaklaşık 195 çocuğumuzun cinsel istismara maruz kaldığı gibi korkunç bir gerçeği yansıtmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Çocuk İstismarı 4 Kategoride Oluyor!..
Prof. Dr. Filiz, bilim adamlarının çocuk istismarını fiziksel istismar, cinsel istismar, duygusal istismar ve ihmal yani görmezlikten gelme olarak 4 kategoride incelediklerini belirterek “Fiziksel istismara uğrayan çocuklarda duygusal ve davranışsal sorunlar yaşandığı, iletişim kurmada zorlanma, çekingenlik, depresyon, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı gibi davranış problemleri görülmektedir. Cinsel istismara uğrayan çocuklarda kararsızlık, değersizlik, yoğun suçluluk duygusu, kendine zarar verici davranışlar, intihar girişimi veya düşüncesi, ilgi azlığı, yetişkinlere fazla güvenmeme ve içe kapanıklık gibi birçok olumsuz ve yıkıcı davranışlar gözlenmektedir. İstismarın neden olduğu utanç, suçluluk gibi tepkilerden dolayı cinsel istismar çoğu kez gizli kalmakta ve gerçek istatistiksel verilere ulaşmak zor olmaktadır. Ne yazık ki uzmanlar cinsel istismar vakalarının ancak %15’inin adli mercilere intikal ettiğini söylüyor “Geri kalanın üzeri bir şekilde kapatılıyor ve çocuklar yaşadıkları travmalarla kalıyor.” diyorlar. Bazen de bu tür vakalarda “Bu olay dünyanın her tarafında olabiliyor, bir kereden bir şey olmaz.” diye yöneticilerin yaptıkları açıklamalar da cinsel istismar vakalarının adli mercilere iletilmesini engelleyebilmektedir.” dedi.
Duygusal İstismar ve İhmal!..
Prof.Dr. Filiz, Duygusal İstismar ve İhmal konusunu da şu ifadelerle açıkladı: “Çocuğun korkutulması, tehdit edilmesi, aşağılanması, sevilmemesi, küçük yaşta çalıştırılması gibi faktörler duygusal istismara yol açmaktadır. Çocuğa bağırmak en sık görülen duygusal istismar biçimi olarak değerlendirilmektedir.
İhmal ise, çocuğun beslenme, giyinme, temizlenme ve korunma gibi bedensel ihtiyaçlarının yanı sıra sevilme, şefkat ve ilgi görme gibi duygusal ihtiyaçlarının yeterince karşılanmadığı durumlarda ortaya çıkan bir olgudur ve ailenin sosyoekonomik koşulları, yoksulluk, işsizlik, aile içi sorunlar, boşanma, düşük eğitim gibi etkenlerden kaynaklanmaktadır.”
İhmal ve İstismarın En Önemli Nedeni Yoksulluk!..
Prof.Dr. Filiz, Türkiye’de çocuk ihmali ve istismarı vakalarında artışın en önemli nedeninin son yıllarda giderek artan oranda yaygınlaşan yoksulluk ve ekonomik kriz olduğunu belirttiği konuşmasının devamında: “Yaşanan pahalılıktan en çok ailelerin en kırılgan bireyleri yani çocuklar etkilenmektedir; çocukların hiçbir temel ihtiyacı karşılanamamaktadır. Bugün, TÜİK, enflasyonu yıllık yüzde 64,27; aylık ise 1,18 olarak açıkladı. Enflasyon yüzde 84’ten nasıl oluyor da bir ay içerisinde yüzde 64’e iniyor, bunun açıklaması gerekmez mi? Tabii, pahalılığa bakınca sanki milletimizle dalga geçiyorlar.” dedi.
Çözümü Var!..
Prof.Dr. Filiz, çocuk istismarına ilişkin sorunlarının tespitinden sonra, maddeler halinde çözüm yollarını şu şekilde sıraladı:
“Çocukların istismardan korunması için, önleyici ve koruyucu yaklaşıma sahip, etkili, çocuk odaklı, hak temelli, bütüncül bir çocuk koruma sistemi ve sistemi denetleyecek bağımsız bir izleme mekanizması etkin şekilde kurulmalıdır.
18 yaşın altındaki her bireyin çocuk olduğu kabul edilerek tüm yasal mevzuat da buna uygun hâle getirilmelidir.
Toplumsal hayatın her alanının ve bütün kurumların işleyişinin çocukların ihtiyaçları da gözetilerek yapılandırıldığı bir sistem oluşturulmalı, çocukların evlendirilmesine engel olacak yasal düzenlemeler yapılmalı, gebelik sürecinde annenin ihtiyaçları çocuğun ihtiyaçları hâline geldiğinden devletin sorumluluğu bu aşamada başlatılmalıdır.
Okullar, yöneticileri ister cemaat ister tarikat mensupları ister başkaları kim olursa olsun yurtlar, pansiyonlar ve benzeri kurum ve ortamlarda, çocukların ihmaline ve istismarına karşı, basına yansıyan ihmal ve istismar örneklerini de dikkate alarak, siyasi endişeleri ve oy kaygılarını da bir kenara bırakarak sıkı denetimler yapılmalıdır.” dedi.
Çocuk Dostu Adalet!..
Prof.Dr. Filiz, konuşmasının sonunda Türkiye’de az duyulmuş bir konu olan Çocuk Dostu Adalet Sistemine de değindi: “Çocuğun anlamlı katılımı, yüksek yararı, haysiyeti, ayrımcılığa karşı korunması ve hukukun üstünlüğü ilkelerini göz önünde bulundurarak ve çocuğun olgunluğu, anlayışı ve yasal işlemlerin şartlarını dikkate alarak tüm haklarının mümkün olan en yüksek seviyede korunmasını ve uygulanmasını güvence altına alan çocuk dostu adalet sistemi teşvik edilmelidir.” ifadelerini kullandı.